Dünyayı verelim çocuklara hiç değilse bir günlüğüne,
Allı pullu bir balon gibi verelim oynasınlar,
Oynasınlar türküler söyleyerek yıldızların arasında.
Dünyayı çocuklara verelim kocaman bir elma gibi verelim,
Sıcacık bir ekmek somunu gibi hiç değilse bir günlüğüne doysunlar.
Dünyayı çocuklara verelim.
Bir günlük de olsa öğrensin dünya arkadaşlığı,
Çocuklar dünyayı alacak elimizden,
Ölümsüz ağaçlar dikecekler.
Nazım Hikmet
Çocuklarımıza ne versek azdır. Onlar bizim her şeyimiz, bu günümüz, geleceğimizdir. Büyük Atatürk, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin açılış günü olan 23 Nsan'ı çocuklara bayram olarak vermiştir.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'dır. Ulusal Egemenlik; söz hakkının millette olması demektir. Bir kişinin tek başına yönetmesi değil, halkın yönetmesi demektir. Bu günlerde yaşananlara inat, halkımız yeter söz benim, diyor.
“Küçük hanımlar, küçük beyler sizler hepiniz geleceğin bir gülü, yıldızı, bir mutluluk pırıltısısınız. Memleketi asıl aydınlığa boğacak sizsiniz. Kendinizin ne kadar mühim, kıymetli olduğunu düşünerek, ona göre çalışınız. Sizlerden çok şey bekliyoruz.” Mustafa Kemal ATATÜRK
Dünyada hiçbir lider çocuklara bu kadar güvenmemiş, değerlerini bilmemiştir. Yalnızca bu değer bilirlilik bile onu dünya lideri yapıyor. Endonezya Cumhurbaşkanı Subiato: Hayranlık duyduğum biri vardı. Benim kahramanım. Gençken Mustafa Kemal Atatürk’tü. Benim makamımda ve evimde Atatürk'ün heykeli var. Sadece Endonezya'da değil, güney ülkelerinde Atatürk bir örnektir, idoldür, bir vatansever, azim önderidir. “Dünyada şu anda bir lider gerekmektedir” cümlesinde Atatürk gibi bir lider beklentisini vurgulamıştır. Keşke bazıları da anlasalar, anlayabilseler bunu.
ÇOCUK HAKLARI SÖZLEŞMESİ
Neler yapmadık şu vatan için?
Kimimiz öldük, kimimiz nutuk söyledik. Diyen Orhan Veli'ye ne demeli?
Bayramlarda atılan nutuklar, verilen sözler hep havada kalıyor. 23 Nisan’larda çocuklar için verilen sözler de havada kalıyor. Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 20 Kasım 1989 tarihinde benimsenen, Çocuk Hakları Sözleşmesi 2 Eylül 1990 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Türkiye'nin de bulunduğu 196 ülkenin taraf olduğu sözleşme en fazla ülkenin onayladığı insan hakları belgesidir.
Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin Maddeleri
Yaşama ve Gelişme Hakkı.
Bir isme ve vatandaşlığa sahip olma hakkı.
Sağlık hizmetlerinden faydalanabilme hakkı.
Eğitim hakkı.
İnsani şartlarda yaşam hakkı.
Ekonomik sömürüden korunma hakkı. (Çocuk işçiler)
Yeterli beslenmeyen çocuklar, hastanelerde bile bile ölüme terk edilen bebeler ve çocuklar, öldürülen taciz edilen çocuklar, küçücük işçi çocuklar, sözleşmeye attığı imzanın gereğini yerine getiriyor mu bu ülke? Her şey ortada.
“Bir dünya bırakın biz çocuklara,
El ele el ele verin çocuklar.
Bir vatan bırakın biz çocuklara,
Islanmış olmasın gözyaşlarıyla.
Bir dünya bırakın biz çocuklara,
Yazalım üstüne sevgili dünya.
1979'da UNICEF’in Dünya Çocuk Yılı için düzenlemiş olduğu yarışmada birinciliği kazanan şarkının sözlerini Adnan Çakmakçıoğlu yazmış, Salih Aydoğan bestelemiş. Bu bölümü okurken, bu şarkıyı söylediğinizi hissediyorum. Çocuklar hep oynasınlar “Şeker de yiyebilsinler.” Gazze’de yaşananları düşünüyorum, ölen, yaralanan, korku içinde koşan çocukları düşünüyorum. “Hay sizin uygarlığınıza ben…” diyorum. Nazım Hikmet ne güzel yazmış, ne güzel bestelenmiş.
KIZ ÇOCUĞU
Kapıları çalan benim. Kapıları birer birer, gözünüze görünemem, göze görünmez ölüler.
Hiroşima’da öleli oluyor bir 10 yıl kadar.
Yedi yaşında bir kızım büyümez ölü çocuklar.
Saçlarım tutuştu önce, gözlerim yandı, kavruldu.
Bir avuç kül oluverdim, külüm havaya savruldu.
Benim sizden kendim için hiçbir şey istediğim yok.
Şeker bile yiyemez ki kağıt gibi yanan çocuk.
Çalıyorum kapınızı teyze amca bir imza ver.
Çocuklar öldürülmesin şeker de yiyebilsinler
23 NİSAN ÇOCUKLARI
2014 yılının Nisan ayında 23 Nisan'a rast geliyordu programım. O zamanlar DRT'de eğitim, kültür, sanat programı yapıyordum. Bu programa çocukları alayım istedim. Ailelerinin izniyle üç çocuk buldum. Güneş Derin, Berat ve Önem. Onlara Atatürk'ü, 23 Nisan'ı, hangi okulda okuduklarını, kaç yaşında olduklarını, büyüyünce ne olacaklarını anlattırdım. Biri altı, biri sekiz, biri de dokuz yaşındaydı o zaman. Şimdi büyüdüler. Güneş Derin 17 yaşında güzel bir kız olmuş, lise son sınıf, sınavlara hazırlanıyor. Resim öğretmeni olmak istiyor. Berat, Mutfak Sanatları Akademisi'nde eğitim alıp mutfak şefi olmuş. Turistik bir kentte, bir otelin mutfak şefi. Önem liseyi geçen yıl bitirdi. Çok iyi bir puan almasına rağmen, istediği bölüme giremeyeceğini düşünüp, yeniden sınava hazırlanıyor. Lise ikiye kadar genetik mühendisliği isterken, şimdi estetik cerrah olmak azminde. Ben başarabileceğine inanıyorum. Üçüne de başarılar diliyorum.
Yıllar nasıl da geçiyor, dünün çocukları bugünün gençleri olabiliyor. En güzel tanıklar fotoğraflar.
"Daha dün annemizin kollarında yaşarken,
Şimdi okullu olduk,
Sınıfları doldurduk." şarkısından,
Hoyra ri ra ri ra hey
Güneş bizimle doğar
Yağmur bizimle yağar
Bizimle coşar deniz
Ateş bizimle yanar.
Biz Atatürk gençliğiyiz
Hoyra ri ra ri ra hey.
Marşını, bağıra bağıra söyleyen gençlik oluşuyor. Öyle bir gençlik ki bugünlerde, Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi dillerinden düşmüyor. Geleceğini arayan bir gençlik.
Şunu söylemeliyim, ufacık çocuklar ekonomi biliyor, hakkı, hukuku, adaleti biliyor, geleceklerini düşünüyor.
Monteigne der ki: “Çocuklara şimdiki konumlarından dolayı sevgi duyuyorum. İleride gelecekleri mevkiler için de saygı duyuyorum.” Ben de aynı duygular içindeyim.
Bu yıl 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, her yılkinden daha görkemli kutlanacak Denizli'de.
Bu yazı yazılırken işaretler ortaya çıkmaya başladı.
Sadece büyük bir lider, geleceği çocuklara emanet eder.
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı kutlu olsun. Sadece çocuklara değil, hepimize. Ulusal Egemenliğe tam olarak kavuşacağımız nice bayramlar diliyorum.
Hoşça kalın, dostça kalın. Bütün günleriniz bayram güzelliğinde olsun..