Eskiden alışveriş yaparken cebimizdeki parayı kontrol eder, ona göre harcama yapardık. Ama şimdi işler değişti. Kredi kartları sayesinde, paramız olmasa da “alışverişin keyfini!” çıkarıyoruz.

Kartı uzatıp şifreyi girdiğimizde, paranın cebimizden çıktığını bile fark edemiyoruz. O an harcamanın boyutunu anlamadan para harcamak bizi zorlamıyor, çünkü elimizden bir şey gitmediği hissine kapılıyoruz.

Ama ödeme günü geldiğinde, “Ben ne zaman bu kadar harcama yaptım?” diye de kendimizi sorguluyoruz.

Cüzdanımızda “dost görünümlü bir düşman” taşıdığımızın farkında mıyız?

Kredi kartları hayatımızı kolaylaştırıyormuş gibi görünse de yanlış kullanıldığında ciddi bir yük haline geliyor. Harcamalarımızı kontrol etmek zorlaşıyor, ihtiyacımız olmayan şeyler için bile borçlanıyoruz. Bu da olmayan parayı harcamak anlamına geliyor.

Nakit para kullanırken daha dikkatli davranırız. Elimizdeki parayı harcarken onu gerçekten kaybettiğimizi hissederiz. Ama kredi kartı ile alışveriş yaparken aynı ihtimamı göstermeyiz. Farkına varmadan gereksiz bir çok harcama yapabiliyoruz.

Bir de taksitle ödeme tuzağı var. “Nasıl olsa küçük taksitlerle ödeyeceğim.” diyerek gereksiz birçok şey alıp borçları biriktiriyoruz. Küçük taksitler gözümüze batmazken, ay sonunda bu harcamalar birleşip büyük bir borç yüküne dönüşebiliyor.

Alışveriş siteleri ve mağazalar da sürekli olarak bizi taksite yönlendiriyor. Duyurularında bazen “Şimdi al, üç ay sonra öde” bazen “Peşin fiyatına altı ay taksitle öde” ya da “İki al bir öde” gibi kampanyalar, kontrolsüz harcamalara kapı aralıyor. Sonunda borçlarla baş başa kaldığımızda, nasıl bu noktaya geldiğimizi anlayamıyoruz.

Gelirimizin yetmediği harcamalar için kredi kartı kullanmak, bizi fark etmeden bir borç batağına sürükler. Borçları kapatmak için yeni borçlar almak, yani “borcu borçla ödemek” zorunda da kalabiliriz. Bu durum sonunda altından kalkamayacağımız bir yüke dönüşür. Kredi kartı borcunu ödeyemeyen birçok insanın icralık duruma düştüğü haberlerini sıkça duyuyoruz.

Sürekli borç düşüncesiyle yaşamak, insanın  huzurunu da bozar. “Ödemeler yaklaşıyor, nasıl yetişeceğim?” kaygısı, stres ve uykusuzluğa sebep olur. Borçlanmanın vereceği sıkıntılar aile içi huzuru da bozar. 

Oysa kredi kartları ile alışveriş çok güzel bir uygulama, ancak bilinçli kullanmak şartıyla! Doğru kullanıldığında hayatı kolaylaştıran bir araçken, yanlış kullanıldığında birçok maddi sıkıntılara  sürükleyebilir.

Atalarımız “Borç yiyen kesesinden yer.” demiş. Neticede edindiğimiz  borcu yine biz ödeyeceğiz. 

“Bu borçu nasıl öderim?” diye baştan düşünmek, ekonomik olarak ayakta kalmanın en önemli adımıdır. Plansız harcama yapmayı teşvik eden bu gizli düşmanları dikkatli kullanmalı, taşımaya zorlanacağımız yükün altına girmemeliyiz.

Bunun için de , mümkün olduğunca kredi kartı kullanmamaya özen gösterelim. Nakit ödeme tercihi bizi daha dikkatli yapar. Plansız ve gereksiz harcamalardan kaçınmamızı sağlar. Kredi kartını sadece acil durumlar için saklamak, kontrolü elimizde tutmamıza yardımcı olabilir.

Kredi kartının sunduğu kolaylıklar, yanlış kullanıldığında hayatımızı zorlaştırır. Bu tuzağa düşmemek için elimizdeki paranın kıymetini bilmeli, ihtiyacımızı iyi belirlemeli ve ona göre harcama yapmalıyız.

En büyük zenginlik, borçsuz bir hayat sürmektir. Çünkü borçsuz insan, özgür insandır.

Bazıları der ki: “Borç yiğidin kamçısıdır.” Eğer böyle düşünenimiz varsa  “yiğitliği bırakmayıp” ömür boyu kamçı yemeye devam edebilir.

Karar sizin!

Sağlıkla kalın.

İYİ HAFTALAR.