DEGİAD Başkanı Kemal Sözkesen, yaptığı açıklama ile geniş bir yelpazede değerlendirme yaptı, iş dünyasının beklentilerine ilişkin bilgiler verdi. Trump’ın 2 Nisan’da ABD dış ticaretindeki gümrük vergisi oranlarını açıklamasının ardından, standart oranların üzerinde ek vergi uygulamasıyla karşılaşan ülkelerin, ABD’den yapılacak ithalata aynı oranlarda gümrük vergisi koyarak karşılık vereceklerini açıkladığını hatırlatan Sözkesen, “Türkiye’ye uyguladığı gümrük vergisinin 10 puan arttırılması diğer ülkelere kıyasla düşük kaldığından aslında borsa için olumlu bir gelişmeydi ve eğer iç siyasetin yarattığı olumsuz ortam olmasa BIST 100 Endeksinin Trump yönetiminin vergi kararından etkilenmemesi hatta olumlu etkilenmesi beklenirdi. Ancak Borsa İstanbul’da Trump’ın kararlarından ziyade iç siyasetteki gelişmelerden kaynaklı 3 hafta içinde endeks yüzde 12’den fazla değer kaybı yaşadı” dedi.
İŞ DÜNYASI MERKEZ BANKASI KARARLARINI YAKINDAN TAKİP EDİYOR
Merkez Bankası’nın enflasyonla mücadele kapsamında 2025 yılı itibariyle faiz oranlarını kademeli olarak indirmeye başladığını dile getiren Sözkesen, “2025 yıl sonunda faiz oranlarının %35 civarına düşmesi bekleniyor. Ancak bu, enflasyonun seyrine ve kurdaki istikrara bağlı olacaktır. İş dünyası açısından bu süreç, nakit akışının sıkı kontrolünü, finansal maliyetlerin optimizasyonunu ve şirket içi verimliliğin arttırılmasını zorunlu kılıyor. Dolar kuru 38 TL, Euro kuru 41,90 TL seviyesinde, TL’de kontrollü bir değer kaybı yaşanıyor. Kur belirli bir bantta sabitlenmiş görünse de seçim sürecindeki politik belirsizlikler ve global gelişmeler yeni dalgalanmalara neden olabilir. Özellikle dövizle borçlanan firmaların hedging stratejilerini gözden geçirmeleri önem arz ediyor” dedi.
“İŞ DÜNYASI ENFLASYONU FARKLI HİSSEDİYOR”
TÜİK’in Mart 2025 verilerine göre yıllık enflasyon %38,10 seviyesinde açıkladığını dile getiren Sözkesen, iş dünyasındaki maliyetlerde enflasyonun çok daha yüksek seviyelerde hissedildiğini kaydetti. Sözkesen, “Yüksek hizmet enflasyonu ve kur geçişkenliği de kalıcı risk unsurları olarak karşımızda. Barınma, gıda, ulaştırma gibi kalemlerdeki artışlar toplumun geniş kesimlerini etkilemeye devam ediyor. Bu süreçte iş dünyasının dikkat etmesi gereken unsurlar; ürün fiyatlamasında esneklik ve marj koruma stratejileri, girdi maliyetlerinde yerli tedarik zincirleriyle çalışma, uzun vadeli sözleşmelerde fiyat farkı mekanizmalarını kullanma olacaktır. İhracatta “çip krizi”, “lojistik maliyetler” ve “dış pazarlardaki resesyon riski” gibi faktörleri göz ardı etmemek gerekiyor. Avrupa’daki yeşil mutabakat süreçleri ve karbon vergisi uygulamaları da ihracatçıları yeni yatırımlara ve dönüşüm projelerine zorluyor. Firmalar için yeşil üretim belgeleri, enerji verimliliği yatırımları, yeni pazarlara açılım stratejileri ön plana çıkıyor” dedi.
“GENÇ İŞSİZ SAYISI DÜŞÜNDÜRÜYOR”
Türkiye’nin işsizlik oranının %8.2 seviyesinde olduğunu, genç işsizlik oranının ise %15 olarak devam ettiğini anlatan Sözkesen, “Nitelikli iş gücü açığı ve kayıt dışı istihdam hâlâ büyük sorunlar arasında yer alıyor. İşverenler yeni istihdamdan çok mevcut kadroyla verimlilik artışı üzerine odaklanıyor. Ayrıca maaş baskısı, asgari ücretteki artış ve SGK prim yükleri işletme bütçelerini zorluyor. İş dünyası açısından işveren destek paketleri, SGK prim teşvikleri, mesleki eğitim–istihdam bağlantılarının güçlendirilmesi büyük önem taşıyor” dedi.
“GELİŞMELERİ DİKKATLE TAKİP EDİYORUZ”
Ülkede son günlerde yaşanan ekonomi ve iş dünyasını olumsuz etkileyen gelişmeleri dikkatle takip ettiklerini vurgulayan Sözkesen, “Bu süreçte, toplumsal huzurun, birlik ve beraberliğimizin korunmasının en büyük önceliğimiz olduğuna inanıyoruz. Güçlü bir ekonomi ve sürdürülebilir kalkınma için en temel unsur, hukukun üstünlüğü ve tarafsızlığıdır. Adil bir hukuk sistemi, Türkiye’nin ekonomik gücünü artıracak, yatırımcı güvenini pekiştirecek ve iş dünyamızın uluslararası rekabet gücünü yükseltecektir” dedi.
“FARKLI DÜŞÜNCEDE OLSAK DA ORTAM AMAÇ TÜRKİYE”
Farklı görüş ve düşüncelere sahip olunsa da ortak amacın Türkiye’nin refahı ve istikrarı olduğunu hatırlatan Sözkesen, “Ekonomik ve sosyal dengelerin korunması, tüm vatandaşlarımızın huzur ve güven içinde yaşaması ortak arzumuzdur. Bu çerçevede herkesin sorumluluk bilinciyle hareket etmesi gerektiğine inanıyor, yapıcı ve birleştirici iletişim gücünün önemini vurguluyoruz. Denizli Genç İş İnsanları Derneği olarak, içinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde toplumun tüm kesimlerinin sağduyulu bir şekilde hareket etmesini diliyoruz. Hukukun üstünlüğü ve adaletli bir yönetim anlayışıyla, toplumun ortak paydada buluştuğu mutlu günlere olan inancımızla ülkemiz ve şehrimiz için çok çalışmaya devam edeceğiz” dedi. HABER MERKEZİ