2025 yılı mart ayı Merkez Bankası faiz kararı açıklandı. 250 baz puanlık indirimle politika faizi yüzde 45’ten yüzde 42,5’e düşürüldü ve Aralık ayından itibaren yapılan üç toplantıda toplamda 750 baz puan faiz indirimi gelmiş oldu. Merkez Bankası’nın aldığı faiz indirimi kararıu iş dünyasından olumlu yansımalar aldı. DENİB Başkanı Hüseyin Memişoğlu ve DSO Başkanı Selim Kasapoğlu, sonucun piyasaların beklentisi doğrultusunda gerçekleştiğini kaydetti.
MEMİŞOĞLU: İNDİRİM KARARI PİYASALARIN BEKLENTİLERİYLE UYUMLU
TCMB’nin beklenen faiz indirimi kararını değerlendiren Memişoğlu, “Bugün 2025 yılının ikinci faiz indirimi gerçekleşti. Merkez Bankası, geçtiğimiz yılın son ayında başladığı faiz indirimlerine mart ayında da devam etti. Bildiğiniz üzere, şubat ayında Para Politikası Kurulu toplantısı gerçekleşmedi. Bugün de politika faizi 250 baz puan indirildi. TCMB, enflasyondaki iyileşmeyle birlikte politika faizinin düşüş trendine girdiği mesajını piyasalara bir kez daha verdi” dedi.
Piyasaların ve reel sektörün genel beklentisinin enflasyonla mücadele döneminde yüksek faizin yerini ‘ölçülü’ faiz oranlarının alması olduğunu anlatan Memişoğlu, “Bugünkü 250 baz puanlık indirimin genel olarak piyasa beklentilerine paralel olarak gerçekleştiğini ifade edebiliriz” dedi.
MEMİŞOĞLU: İHRACATÇI YÜKSEK KUR DEĞİL REKABETÇİ KUR İSTİYOR
Her zaman ihracatçıların yüksek kur değil, rekabetçi kur talep ettiklerini söylediklerini dile getiren Memişoğlu, “Enflasyonla kur arasındaki dengenin sağlanmasının daha elverişli ihracat ortamına zemin hazırlayacağını düşünüyoruz. Avrupa Merkez Bankası (ECB), enflasyonun yüzde 2'ye yaklaşması ve büyümenin zayıf kalması nedeniyle şubat ayında gösterge faiz oranını çeyrek puan daha düşürerek yüzde 2,75'e çekti. Özellikle Avrupa’nın ihracat pazarımızın önemli bir bölümünü oluşturduğunu düşündüğümüzde, Avrupa tarafında da faiz indirimlerinin olması ihracatçılarımız için sevindirici. Ayrıca Euro/Dolar paritesi, AB'nin savunma harcamalarını 800 milyar Euro artırma planının etkisiyle 1,08 seviyelerine yaklaştı. İhracatımızın önemli bir bölümünü Euro Bölgesi’ne yaptığımız için paritedeki bu yükselişin de ihracatçılarımız için olumlu olduğunu söyleyebiliriz. 2025 yılında Dünya’da ve ülkemizde faiz indirimlerinin devam etmesiyle birlikte talebin canlanması, bunun sonucunda da yatırım ve üretim ortamının iyileşmesi en büyük temennimiz” dedi.
KASAPOĞLU: ÖNCÜ GÖSTERGELER İNDİRİM SİNYALİYDİ
Öncü göstergelerin ve yapılan açıklamaların faiz indiriminin sinyallerini daha önceden verdiğini belirten Denizli Sanayi Odası Başkanı Selim Kasapoğlu, 2024 yılında başlayan ve kademeli olarak düşürülen faizlerin, sanayinin finansmana erişimi için pozitif yönlü seyir çizdiğini kaydetti.
Kasapoğlu, “Bu kararla birlikte, Merkez Bankası politika faizi 3 ayda 7,5 puan inmiş oldu. Bu karar, piyasa tarafından beklenen bir hamleydi ve ekonominin büyüme hedeflerine ulaşması için enflasyonla mücadelede daha fazla esneklik sağlanması adına önemli bir adım. Ancak bu indirimin, ekonomi için çeşitli sonuçları ve sektörler üzerindeki etkileri olacak. Yatırım kararları, kredi maliyetleri ve likidite açısından kritik öneme sahip olan faiz oranlarının düşürülmesi, üretim kapasitesinin genişlemesine ve istihdamın artmasına olanak tanıyacaktır. Türkiye'nin sanayi sektörü, özellikle büyümeye odaklanan KOBİ’ler için faiz oranlarındaki düşüş önemli bir fırsat sunuyor. Ancak bu indirim kararlarının doğru zamanda doğru oranla yapılması önemli. Zira, enflasyon beklentilerinin ve fiyatlama davranışlarının hala risk unsuru taşıdığı unutulmamalıdır” dedi.
KASAPOĞLU: FAİZ İNDİRİMİNE PARALEL TİCARİ KREDİ FAİZLERİNİN DE DÜŞÜRÜLMESİNİ BEKLİYORUZ
Sanayicilerin günlük işleyişini sürdürebilmesi için güçlü bir nakit akışına ihtiyacı olduğunu dile getiren Kasapoğlu, “Burada vurgulanması gereken husus, ticari kredilerde de paralel indirimlerin uygulanmasıdır. Sanayicilerimiz, öncelikle KOBİ kredilerinden başlayarak ticari kredilere ilişkin büyüme kısıtlarının gözden geçirilmesini bekliyor. Mevduat faizlerine yansıtılan bu indirimlerin, ticari kredi faizlerinde de paralel olarak düşürülmesini talep ediyoruz. Üstelik, ticari kredi büyümesine getirilen sınırlamalar ekonomide maliyetleri artırıp, arzı kısıtlayarak enflasyonist baskı da oluşturmaktadır. Enflasyonist baskıların azaltılması, sanayi sektörünün maliyet yapısını koruması adına önemlidir. Üretim süreçlerinin aksamadan devam etmesi ve işletmelerin likidite problemleriyle başa çıkabilmeleri adına atılacak adımları önemsiyoruz. Bugün üretime, yatırıma ve istihdama sağlanan destek, geçmişte olduğundan daha büyük bir önem taşımaktadır” dedi. HABER MERKEZİ