Denizli Optisyen-Gözlükçüler Odası Başkanı Hasan Erişkin 50 yıllık meslek yaşamını geride bıraktı. Erişkin ile mesleği hem de meslek örgütünü konuştuk. 50 yıllık deneyimi ve hayat tecrübesi ile meslek mensuplarına tavsiyelerde bulunan Erişkin, başarının sırlarını anlattı. Optisyen ve gözlükçülerin yaşadığı meslek sorunlarına da değinen meslek duayeni Hasan Erişkin’le mesleğin dünü ve yarını hakkında söyleşimiz…

Optisyen2Sizi tanıyabilir miyiz? 

“Mesleğe 1975 yılında başladım. Denizli’nin ilk optisyeniyim. 22 yaşında başladığım iş hayatında 50 yılı geride bıraktım. Ben mesleğe başladığımda üniversitelerde optisyenlik bölümü yoktu. Ben mesleğe başladığımda İstanbul’da 6 aylık optisyenlik kursları veriliyordu. Denizli Optisyenler Derneği’ni 1990 yılında meslektaşlarımızla bir araya gelerek kurduk. Ankara’da Dernekler Birliği kurduk. Denizli’de derneğimiz 2019 yılında Meslek Odası oldu. Odamıza kayıtlı 220 üyemiz var. Üyelerimizin mesleki açıdan gelişimi için toplantılar düzenliyoruz. Hizmet kalitesini arttırmak istiyoruz. Denizli’ye Afyon’daki gözlükçüler de bağlı. Türkiye’de şimdi 22 Optisyenler Odası var. Diğer illerdeki dernek olarak devam eden arkadaşlarımızın üye sayıları 100’e ulaştığında oda kurabilirler.”

Optisyenlik mesleğine 50 yıl önce başladım dediniz, bu süreçte neler değişti? 

“Mesleğe başladığım 1970’lı yıllardan günümüze çok şey değişti. Denizli’ye en modern mağazayı açmak için çabaladım. Eskiden Denizli’de eczacı gözlükçü, saatçi gözlükçü, fotoğrafçı gözlükçü, kuyumcu gözlükçü, bakkal gözlükçü gibi dükkanlar vardı. Gözlükçülük eskiden yan iş olarak yapılırdı. Denizli’de ilk modern optisyen mağazasını açtım. En son teknoloji imalat makineleri aldık. Seramik taşlarda gözlük yapardık. Fransa’dan, Almanya’dan tam otomatik gözlük makineleri getirttik. Dünya’nın en kaliteli gözlükleri Fransa, Almanya ve İtalya’dan gelirdi. Daha yeni her marka gözlük Çin’de üretiliyor. Kaliteye göre verilen paraya göre gözlükler Çin’de üretilip geliyor. Önceden gözlük camı yapmak çok zahmetliydi. Teknolojinin gelişmesiyle işler biraz daha kolaylaştı. Önceden yaklaşık 20 dakika cam tıraşlayarak gözlük camı yapardık. Eski teknolojiyle işler uzun sürerdi. Gelişen teknoloji zamandan tasarruf yapmamızı sağlıyor.”

Bütün gözlük fabrikalarının üretim için Çin’e taşınması sektörünüze zarar verdimi? 

“Çin’in 2000’li yıllarda kendisini geliştirmesi ve dünyaya açılmasıyla birçok marka üretim tesisini Çin’e taşıdı. Avrupa ülkeleri, Amerika Birleşik Devletleri, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda gibi ülkelerde işçilik ücretlerinin yüksek olmasından dolayı birçok ünlü marka üretim tesislerini Çin’e taşıdı. İşçilik ve verginin pahalı olmasından dolayı birçok marka ürününü pahalıya satardı. Türkiye’ye ilk önce Çin’de üretilen en kalitesiz malzemeler geldi. Gözlükçüler Çin mallarını alıp geldi. Bu kalitesiz malzemeler sonra çöp oldu. Kalitesiz Çin mallarının kaplamaları attı, plastikleri söküldü, vida yerleri koptu. Dünya gözlük piyasasının merkezi İtalya gözlük fuarlarını 1980 yılından buyana takip ediyorum. İtalya’da düzenlenen fuarlara sürekli giderim. 1980’li yıllarda en kaliteli gözlükler İtalya’da üretilirken, Çinliler fuarlara gelir ellerindeki fotoğraf makineleriyle gözlüklerin fotoğraflarını çekerdi. Çektikleri fotoğraflardan gözlükleri kopyaladılar, sonra dünya hakimiyetini sağladılar.”

2000’li yılların öncesinde gözlük kullanmak halk arasında ayıp olarak mı görülürdü? 

“Eskiden halk arasında gözlük takmak ayıplanırdı. Türkiye’de toplum gözlük takmanın ayıp olduğunu düşünürdü. Güneş gözlüğü takanlarla 1980’li yıllarda alay ederlerdi. Sağlık için gözlüğün zorunlu olduğunu kimse düşünmezdi. Optik gözlükleri takmaya bile karşı çıkanlar vardı. Daha yeni yeni gözlüğün zorunlu bir ihtiyaç ve aksesuar olduğunu dünya kabul etti. Avrupa ülkelerine baktığımızda gözlüğün zorunlu bir ihtiyaç olduğunu biliyorlar. İtalya’da ve Fransa’da bir süre bulundum. İhtiyacı olan herkes gözlük kullanır. Türkiye’de 2000’li yıllara kadar gözlük kullanmak ayıp olarak algılanırdı. Güneş gözlüğü almazdı kimse. Diğer optik gözlükler de kullanılmazdı. Gözlük takmak ihtiyacı olanlar ben böyle görüyorum derdi. Biraz eğitim seviyesiyle de alakalı bir konu. Bir gün Denizli’nin bir köyünden bir kadın geldi. Kadının 8 numara miyopu var. Bu kadının görme ihtimali yok. Kadın yanına yaklaşanları 10 metreye kadar tanıyamıyormuş. İnsanları sadece silüet olarak görüyormuş. Kadın ben görüyorum, bu gözlüğü takmam ayıp diyor bize. Biz ihtiyacı olduğunu anlattık. Gözlüğü kullanırsan daha konforlu bir hayatın olur dedik. Kadına anlatamadık. Bundan 25 yıl önceydi. Kadın gözlüğü bir taktı. Takar takmaz, görmeye başladım dedi. Kadın göremediği her şeyi görerek şok oldu. Sonra ben bu gözlüğü takarım dedi. Önceden biz gözlükçüler bu durumdaydık. Yine 30 yıl önce çocuğunun gözü bozulan birisi bize getirdi. Ben dedi, memurum ben gözlük kullanmıyorum, çocuğum niye gözlük kullansın dedi. Çocuğu 10 yaşındaydı, çocuğunun gözünün bozulabileceğini kabul etmiyordu. Artık halk daha bilinçlendi. İnsanların tabuları yıkıldı. Herkes sağlığına dikkat ediyor. Sosyal medya üzerinden gözlük kullanımının önemi hakkında yazılar ve görseller paylaşıyoruz.”

Gözlük ihtiyacı nasıl başlar, gözümüzün uzağa ve yakına bozulduğunu nasıl anlarız? 

“Gözlük kullanmanın yaşı yoktur. Tüm hastalıklarda olduğu gibi, doğuştan da görme kusuru olabilir. Göz tembelliği olabilir. Genlerden geçen göz bozukluğu da olabiliyor. Küçük yeni doğmuş bebekler bile görme kusurlu olabiliyor. Diyabet hastası olanlar, kortizon kullananlar, trafik kazası geçirenler, travma atlatanların gözleri bozulabilir. 40 yaşı aştığınız zaman yakına odaklanamama hastalığı başlar. Sağlıklı bir göz 40 yaşını aştıktan sonra yakını görememeye başlar. Bunun için yardımcı yakın gözlüğü kullanılır. Evrak işleriyle, bilgisayar karşısında çalışanlar genç yaşlarda gözlük kullanmaya başlayabilir. Gazete kitap okumayan gözünün bozulduğunu 50 yaşında fark edebilir. Miyop hastalarında gözlüklerin numarası her yıl değişebilir. Gözlük kullanımı gözün anatomik yapısına bağlıdır.”

Opktisyen3Göz sağlığını bozan hastalıklar var mıdır? 

“Şeker hastalığı ve kolesterol göz sağlığını bozabilir. Sıklıkla yalnızca diyabet veya halk arasında şeker hastalığı olarak adlandırılan, genellikle kalıtımsal ve çevresel etkenlerin birleşimi ile oluşan ve kandaki glikoz seviyesinin aşırı derecede yükselmesiyle hiperglisemi sonuçlanan metabolik bir bozukluktur. Kolesterol, hücreler tarafından üretilen ve kanda bulunan, hormon üretimi, sindirim ve hücre zarı oluşumundan sorumlu lipid yağ türüdür. Mumsu yağ benzeri bir yapısı bulunan kolesterolün D vitaminin oluşturulmasına da yardımcı olur. İnsan vücudu, günde yaklaşık 1 gram civarında olan kolesterol ihtiyacının dörtte üçünü kendisi üretir. Vücutta kolesterol üretiminin ana merkezi karaciğerdir. Kan yoğunlaştıkça gözlerde algılama yoğunlaşabilir. Kaza geçirince kan dolaşımı eksikliği nedeniyle gözlerde algılama azalabilir. Bu hastalıklar ilaçlarla tedavi edilir. Hastalıklar ilerlemeden ilaç kullanılmalıdır.”

Katarakt nedir; neden olur, tedavisi hakkında bilgi verir misiniz? 

“Katarakt, göz içindeki lensin saydamlığını kaybederek opak bir görünüm alması, göz merceğinin yoğunlaşmasıdır. Göz, kameraya benzeyen optik bir sistemdir. Dışarıdan gelen ışık ve görüntülerin görme merkezine net olarak ulaşabilmesi için, önce gözün en dış saydam tabakası olan korneada, sonra gözün içindeki lens tabakasında kırılması gerekir. Normal şartlarda bu iki tabaka da saydam yapıdadır. Göz merceğinin yoğunlaşması görüntüyü bulanıklaştırır. Birçok tipi olmakla birlikte, kataraktlar genel olarak 3 ana grup altında incelenebilirler: yaşa bağlı kataraktlar, doğumsal kataraktlar, ikincil kataraktlar: Bazı kortizon gibi ilaçların uzun süreli kullanımı, darbeler, diyabet gibi metabolik hastalıklar sonucunda oluşabilir. Gözünüzde kameraya benzeyen optik sistemin buzlanması katarakttır. Katarakt ameliyatları da teknolojinin gelişmesiyle kolaylaştı. Yaşam konforu katarakt ameliyatlarıyla daha çok artıyor. Katarakt en sık yaşa bağlı olarak ortaya çıkar. Bilinen bir sebebi olmamakla birlikte beslenme, ultraviyole ışınları gibi birçok risk faktörü bulunmaktadır. Lensin opaklaşmasının durumuna göre hastalar önceleri uzak ya da yakın görme bozukluğundan şikayet ederler. Opaklaşma arttıkça hem uzak hem de yakın görmeler hastanın sosyal yaşantısını rahatsız edecek şekilde artar.Kataraktın ilaçla veya gözlükle tedavisi mümkün değildir. İlerlemesini de durdurabilecek etkili bir yöntem bulunabilmiş değildir. Tek tedavisi ameliyattır. Ameliyat, şeffaflığını kaybetmiş olan göz merceğinin alınıp yerine yeni bir göz merceğinin yerleştirilmesi sistemine dayanmaktadır.”

Doğal yöntemlerle göz bozukluğu tedavi edilir mi?

“Göz hastalıklarında sülük tedavisi, gözün damar, sinir, retina ve ödem sorunlarında birçok farklı yararı bulunan bir yöntemdir. Sülüklerin salgıladığı enzim, biyolojik bileşikler, anti-enflamatuar ve analjezik etkiler göstermektedir. Göz hastalıklarında sülük tedavisi, iltihabı azalmak, göz tansiyonunu dengelemek, ödemi atmak ve en önemlisi sülüğün enziminde bulunan nörotrofik etki yani sinir hücre tamiratı yapan etken maddeler sayesinde, göz sinir harabiyetinde görme oranında artış sağlanabilmektedir. Glokom görme sinirinde ilerleyici tahribat yapan sinsi karakterde yıllarca sessiz sedasız ilerleyen ve körlüğe kadar götürebilen, genellikle göz içi basıncı yüksekliğiyle seyreden kronik bir hastalıktır. Akupunktur tedavisi direnci düşürebilir, endojensteroidi dengeler, hümoraköz üretimini düzenler. Optik sinir başı beslenmesini artırır. Vücuttaki ve göz çevresine biriken kirli kanın temizlenmesi sonucu görme kalitesi artıyor. Kan berrak ve temiz olduğu zaman sağlıklı oluyoruz.”

Optisyenlerin ne gibi meslek sorunları var? 

“Merdiven altı çalışanlar artık bitti. Merdiven altı optisyenlik yapanların tamamen bu işi bırakmasını sağladık. Pazarda, seyyar satıcılarda gözlük satılırdı. Pazarda gözlük satışlarını kaldırttık. Bizde meslektaş sorunu var. Optisyenliği bilen var, severek yapan var, birde para kazanmak için bu işi yapanlar var. Her ürünün ve hizmetin bir standardı var. Bazı meslektaşlarımız satış yapabilmek için piyasanın çok altına fiyat çekiyor. Müşteri kaçmasın diye fiyatı düşürdüm diye açıklama yapıyorlar. Bazı müşteriler gelip, diğer gözlükçü bu fiyata verdi sen neden bu fiyata vermiyorsun diyor. Meslektaşlarımız piyasada satılan ürünlerin altında fiyata satış yaptığı zaman işler karışıyor. Bazı gözlükler daha çok fonksiyonlu oluyor. Kalitesiz ve fonksiyonsuz gözlüğe 5 bin TL fiyat çeken gözlükçüden bize gelen müşteri kaliteli gözlüğe 10 bin dediğimiz zaman çok pahalı diyor. Bazı meslektaşlarımız ucuza kalitesiz ürünler satarak, kaliteli iş yapan meslektaşlarımızı da engelliyor. Göz sağlığı ihmal edilmez. Fiyatı neyse, gözünüzün sağlığı için o gözlüğü almalısınız. Gözlük fonksiyonlu olmalıdır. Bu arkadaşlar yanlış, eksik, hatalı çalışamaz. Her gözlükçü yanında personel çalıştırıyor, devlete vergi ödüyoruz. Hizmetimiz kaliteli olmalıdır. Gözlükçüler dürüst ve titiz çalışmak zorundadır. Sokakta işportacıdan gözlük almaya benzemez gözlükçülük. Gözlükçülerin sorumlulukları vardır. Optisyenler kendilerine gelen hastaların önce göz sağlığını düşünür.”

Personel giderleri, malzeme masrafları ve dükkan kiraları çok arttı mı?

“Dükkanlarımızın giderleri çok arttı. Eskiye nazaran giderler 3’e katladı. Sabahleyin mağazamızı açtığımız zaman belirli bir parayı kazanmak zorundasınız. Personelin, mağazanın, günlük giderlerini çıkarmak zorundasınız. Ay sonunda gelirler giderleri karşılamalıdır. Ay sonunda gelirler giderlerden çok fazla olmazsa zarar edersiniz. Gelirlerin, giderlerden çok fazla olması için dürüst ve temiz çalışmalısınız. Müşteriye güven vermezseniz bir daha gelmez. Yanındaki ve çevresindekileri de göndermez size. İş yapamazsanız dükkan kapatırsınız. Ürünleriniz elinizde kalır. Müşteri gelince bu ürünler eski der ve almaz. İşimize sahip çıkmazsak, işimizi kaybederiz. Dükkan kiraları son 1 yılda çok arttı. Yerine ve mevkiine göre kiralar artış gösteriyor. Ana caddelerin üzerinde dükkan kiraları 50 bin TL civarında. Bazı yerlerde 200 bin TL’ye kadar dükkan kiraları var. Gözlükçüler biraz daha küçük dükkanları tercih ediyor. Ortalama kiralar 50 bin TL’den az değil. Devlet Hastanesi civarında 150 bin TL’ye kadar kiralık dükkanlar var.” BURAK COŞKUN