KÖY ENSTİTÜLERİ VE SANAT

Mustafa Kemal Atatürk'ün eğitime ne kadar önem verdiğini hepimiz biliyoruz. Cumhuriyet kurulmadan 1921'de Eğitim Kongresi topladığını biliyoruz. Cumhuriyetin kuruluşundan sonra da eğitime aynı özeni gösterdi.

Yurt dışından eğitim bilimcileri çağırarak onlara, Türk Milli Eğitimi üzerinde araştırmalar yaptırdı. Bunlardan en önemlisi Amerikalı John Dewey'di. O kuramı değil, uygulamayı yaparak, yaşayarak öğrenme felsefesini öne çıkarmanın yanı sıra, yaşamda yer alan bütün mesleklerin okullarda öğretilebileceği bir sistemin çalışmalarını sürdürdü. Köy Enstitüleri'nin çalışma yöntemi de budur. Dewey ile çalışan Hasan Ali Yücel Milli Eğitim Bakanı, İsmail Hakkı Tonguç ilköğretim Genel Müdürü olur. Ankara'da Hasanoğlan Köy Enstitüsü'nden sonra, toplam 21 Köy Enstitüsü açılmış. Bu enstitüler ülkenin bütün köylerine eğitim ve bilimin ışığını götürecek şekilde eğitilmiş ve ışıklarını salmışlardır.

Köy Enstitülü romancı şair ve öykücüler, ortaya koydukları eserlerle edebiyatımızda köycülük akımını oluşturmuşlardır.

Köy Enstitülü şairler Mehmet Başaran ve Ali Yüce; öykü ve romancılar Fakir Baykurt, Ümit Kaftancıoğlu, Mahmut Makal, Pakize Türkoğlu, Hatun Birsen Başaran, Mehmet Uslu, Dursun Akçam, Adnan Binyazar, Emin Özdemir ilk akla gelenler.

İstanbul'da zaman zaman Denizli'den gelen arkadaşlarımla buluşurduk. Bir gün Süleyman Boz'la İstiklal Caddesi'ndeki Mefisto Kitabevi'nin üstte, terasında bulunan Mefisto Kafe'ye çıktık. Yan masaya gelen bir beyefendi dikkatimizi çekti. Duruşu davranışları bir başkaydı. Yanına gidip tanışmak istediğimizi söyledik, masamıza davet ettik. O bir köy enstitülüymüş. 1960 ihtilalinden sonra yapılan seçimlerde, Türkiye İşçi Partisi'nden seçilen 15 milletvekilinden biriymiş. Biri de Çetin Altan'dı. Hatırlarsanız meclisin tozunu arttırmışlardı. Yozgat'ın Sorgun İlçesinin Bahadınlı Köyü’nden gelmiş enstitüye. Yusuf Ziya Bahadınlı. Çok güzel sohbet ettik. Köy Enstitüleri'ni, anılarını, kitaplarını konuştuk.

Pazarören Köy Enstitü'sünde, yaz tatiline gitmemiş, kendisini kütüphaneye hapsetmiş adeta. Orada Nazım Hikmet'i okumuş, dünya klasiklerini okumuş.

Sohbetin sonunda ne oldu biliyor musunuz?

Kitabevinden satın aldığı iki kitabı, bizim için imzaladı. Bütün ısrarlarımıza rağmen paramızı almadı.

Köy Enstitüleri 17 Nisan 1940'ta açılmış. Onları unutturmamak, yeni yetişen kuşaklara hatırlatmak ve yaşayan enstitülüleri onurlandırmak için Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği kurulmuş. Denizli'de önemsediğim sivil toplum kuruluşlarından biridir.

10 Nisan'da Merkezefendi Kültür Merkezi'nde, Köy Enstitüleri ve Sanat adlı bir resim sergisi açıldı. Organizasyonu Başkan Ayşegül Odabaşıoğlu Çomak, küratörlüğü Fatma Zeybek Şaşoğlu yaptı. 89 sanatçının katıldığı serginin organizasyon ekibinde Ayşegül Odabaşıoğlu Çomak, Elif Karadaş, Mustafa Baloğlu, Özlem Ateş ve Küratör Fatma Zeybek Şaşoğlu çalıştı. Sergiye Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan ve Başkan Yardımcısı Zeynep Elif Çeşme destek verdi. Atatürkçü Düşünce Derneği Anadolu Sanat ve Müzik Derneği, Birleşik Kamu İş, Eğitim İş tüm şubeleri, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği,  Denizli Kadın Platformu ve Türkiye Emekli Öğretmenler Derneği Denizli şubesi de destek verdi.

Bütün dernek yöneticilerini kutluyorum. Nerede güzellik var, orada o sivil toplum kuruluşları var. 

Hazırlanan anılıkta 89 ressam adı var. Merkezefendi Kültür Merkezi koridorlarını renklendiren resimler gerçekten çok güzeldi. Anılık kapağında 1. Ulusal Köy Enstitüleri ve Sanat Karma Sergisi yazılı. Anlaşılan her yıl tekrarlanacak.

Sergiye katılan sanatçıları ve emeği geçenleri kutluyorum. Ayrıca Ayşe Gedizlioğlu ve Sevgi Utma eşliğinde, Mandos Mandolin Dostları'nı da güzel müzikleri için kutluyorum.

Köy Enstitüleri 1946'da kapatılmış. Ülkeyi aydınlatan bu güzel mumları üfleyip, bu güzel okulları kapatan gerici zihniyeti ve ağaları lanetle anıyorum.  

Üniversite gençliğini ayağa kaldıranlar şimdi de öğretmenleri zamansız ve siyaseten naklederek, liseli gençleri ayağa kaldırdılar. Köy Enstitüleri'ni kapatan zihniyetten farksız olduklarını düşünüyorum.

Bakanlığın başındaki tekinsiz adamı da hiç mi hiç sevemedim.

Yeni Kuşak Köy Enstitüleri Derneği hem eğitim konularında hem hak hukuk adalet savunmasında, toplumun bilinçlendirilmesi çalışmalarında çok başarılı. Salonlarda ve meydanlarda kendini gösteriyor. Tüm yönetim kurulu üyelerini, Başkan Ayşegül Odabaşıoğlu'nu ve üyelerini kutluyorum. Başarılar diliyorum. 

Sinoplu Diyojen'i, gündüz vakti, elinde feneri ile hakkı, hukuku, adaleti arıyorum diyerek yürürken hayal ediyorum. Hani Büyük İskeder'e "Gölge etme başka ihsan istemem." Diyen adam.

Hepimiz Diyojen'iz, hakkı, hukuku, adaleti arıyoruz. Eğitimde eşitlik, bilime saygı, Atatürk ilkelerine uyum istiyoruz. Laik eğitimden ödün vermemek tek düşüncemiz.

İlhan Kendir ilk sergisini açtı. Turan Bahadır Sergi Salonu’nda açılan yağlı boya sergisine sanatçının dostları ve sanatsevenler katıldı. Sergi 17 Nisan’a kadar sürecek. 

Sivassporlu futbolcuların maça çıkarken taşıdıkları pankart ortalığı karıştırdı ve kadınlardan büyük eleştiri aldı. Yazılanlardan ikisine dikkatinizi çekmek istiyorum: 

“Normal doğumu savunan pankartı elinde gezdiren futbolcular tekme yemeden yerde beş takla atıyorsunuz. Siz kim, normal doğum diyebilecek kim?”

“Kadınların doğum tercihine karışmasak mı? Kadına akıl vermesek mi? Sağlık Bakanlığı, tercih kadının karar kadınlarımızın.”

Hoşça kalın, dostça kalın.