Denizli Barosu önünde düzenlenen basın açıklamasını, Denizli Barosu Kadın Komisyonu Koordinatörü Büşra Tıkıroğlu yaptı. Hatice Ünlü’nün boşandığı eşi tarafından herkesin gözü önünde boğazı kesilerek katledildiğini belirten Tıkıroğlu, ölüm haberini derin bir acıyla öğrendiklerini ve büyük öfke duyduklarını kaydetti. Yaşananın yalnızca bir cinayet olmadığını dile getiren Tıkıroğlu, “Bu ülkede kadınlara reva görülen sistematik şiddetin, görmezden gelinen çığlıkların ve cezasızlık politikalarının doğrudan sonucudur” dedi.
“BİR KADININ DAHA YAŞAM HAKKI ELİNDEN ALINDI”
Bir kadının daha yaşam hakkı elinden alındığını belirten Tıkıroğlu, “Hatice’nin hikayesi, ne yazık ki bu ülkede artık sıradanlaştırılmaya çalışılan kadın cinayetlerinin bir yenisi oldu. İstatistiklere sığdırılmaya çalışılan bu ölümler, aslında birer hayatın, birer insanın, birer annenin, birer kız kardeşin sessiz çığlığıdır. Bu ölümler, erkek şiddetinin karşılıksız kalmasının nasıl bir toplum yarattığını açıkça gözler önüne sermektedir” dedi.
“KADINLAR HER GÜN ŞİDDETE MARUZ KALIYOR”
Türkiye’nin dört bir yanında kadınların her gün şiddete maruz kaldığını hatırlatan Denizli Barosu Kadın Komisyonu Koordinatörü Büşra Tıkıroğlu, “Devletin koruma mekanizmaları yetersiz kalıyor, uzaklaştırma kararları kâğıt üzerinde kalıyor, kadınlar öldürülmeden önce defalarca kez yardım çığlığı atıyor ama seslerini duyan olmuyor. Erkek şiddetinin önü alınmadığı gibi, failler çoğu zaman hafif cezalarla kurtuluyor ya da hiç ceza almadan ellerini kollarını sallayarak aramızda dolaşıyor. Bu cezasızlık düzeni, katillere cesaret veriyor. Kadınların hayatlarının bu kadar ucuz görülmesini, devletin şiddeti önlemek yerine izlemekle yetinmesini, faillerin adalet sistemi tarafından adeta koruma altına alınmasını reddediyoruz” diye konuştu.
Devletin yükümlülüğünün açık olduğunu hatırlatan Tıkıroğlu, “Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için atılması gereken adımlar, sadece ulusal mevzuatla değil, uluslararası sözleşmelerle de belirlenmiştir. İstanbul Sözleşmesi, kadınların şiddetten korunması, şiddetin önlenmesi, faillerin cezalandırılması ve mağdurların desteklenmesi konusunda devletlere açık görevler yüklemektedir. Özellikle Sözleşme’nin 18. maddesi, mağdurların korunması ve desteklenmesi için etkin, koordineli politikalar uygulanmasını zorunlu kılar. Bu yükümlülüklerin yerine getirilmemesi, kadınların yaşam hakkının ihlali anlamına gelmektedir. İstanbul Sözleşmesi yaşatır; çünkü şiddeti önlemeyi, mağduru korumayı ve failleri cezalandırmayı bir devlet politikası haline getirmeyi şart koşar” dedi.
Artık kadınların yaşamak için mücadele etmek zorunda kalmak istemediğini vurgulayan Tıkıroğlu, “Hiçbir gerekçe, hiçbir mazeret kadın cinayetini meşrulaştıramaz. Bu ülkede bir kadının daha eksilmesine tahammülümüz yok! Hatice Ünlü’nün ve katledilen tüm kadınların hesabını sormaya, bu vahşetin karşısında durmaya devam edeceğiz. Denizli Barosu olarak buradayız. Kadınların sesi olmaya, adaletin takipçisi olmaya, faillerin yargı önünde hak ettikleri en ağır cezaları almaları için mücadele etmeye devam edeceğiz” dedi. HABER MERKEZİ